2009 -2010 yıllarının bayağı gözde bir kitabıydı. Okumakta gecikmiştim. Bir Türk yazarın 40 dile çevrilmiş bir kitabının bulunması heyecan vericiydi. Hem de Serdar Özkan'ın ilk kitabının olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. İlk kitaptan bir yazar bu kadar başarılı oluyorsa demek ki çok sağlam bir kitap yazmış olmalı dedim.
Geçen gün Kayıp Gül'ü kütüphanede buldum.(EH BEDAVA KİTAP BALDAN TATLIYDI SONUÇTA!) Kitabı ödünç alıp okumaya başladım. İlk bölüme bir başladım ki... Yazarın Efesle ilgili betimlemeleri çok komik geldi bana...
Sonra kitapta Diana'dan ağrı hep yabancı isimler kullanmış. Herhalde Serdar Özkan yerine de yabancı isim kullansa tamam zaten kimsenin aklına yazarın Türk olduğu gelmezdi.? Yazara bu konuda çok kızdım.
Bazı yerler geldi ki kitapta güle güle öldüm. Özellikle güllerin isimlerini ve birbiriyle konuşmasını anlattığı yerler çok saçmaydı. Fantastik yapmaya çalıştığı yerler yakaladı kimi zaman kitapta...
Hepsi yunan mitolojisinden çalınmış ucuz hikayelerdi. Artık herkes bestseller fantastik kitaplar sayesinde mitolojiyi biliyor. Bence Serdar Özkan'ın kendini aşması gerekiyor. Bir Rick Riordan'ın Percy Jackson ve Olimposlular serisindeki kadar sağlam mitoloji kitaplarını okuması gerekiyor ki Mit hikayelerin ne kadar ilerlediğini fark etsin.
Kitapta dikkatimi en çok çeken bölüm Meryem ANA --Artemis karşılaştırmaları oldu.
Mitolojiye göre Artemis Zeus'un bakire kızıdır. Meryem ana da bakiredir. yani aslında Yunalıların kabul ettiği Hristiyanlık, eski çok tanrılı din inancına benzer nitelikler bir dindi. Kitapta bu bilgileri vermesinin de Türkiye'ye hiçbir faydası da yoktu. Bu bilgiler olsa olsa kitabını yayınlattığı Hristiyan Avrupa ülkelerinin gururlandırırdı. Ve öylede oldu zaten Hepsinden Kayıp Gül'e övgüler yağdı neden mi? Çünkü kitap batılı anlamda bir kitaptı da ondan.
Kısacası hayatımda şimdiye kadar okuduğum en kötü kurguya sahip kitaplardan biriydi. Reklamlarla abartılmış Bizim kültürümüzle bağdaşmayan bir saçmalıktı.