22 Eylül 2013 Pazar
Açlık Oyunları
Film vizyona 2012 Martta gelmişti. O güne dek -Açlık Oyunlarının kitabını okuyan arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla- çok güzel olduğunu duymuştum. 2012 yılında filmin sinemaya geldiği hafta bende açlık oyunlarına gitmeye karar verdim. Verdiğim karardan da gerçekten memnun kaldım. Benim için farklı ve aynı zamanda güzel bir filmdi. Gel zaman git zaman 2013 yılının haziran ayı gibi okuyabileceğim kitapları bulmakta zorlanmaya başladım. Hangi kitabı elime alsam (özellikle yerli yazarlarda) ya ün için ya da kendi fikirlerini başkalarına kabul ettirmek için yazılmış kitaplar vardı. Aklıma daha önceden koyduğum bir seçenek olarak Açlık Oyunlarına devam etmeyi düşündüm ve tüm setini satın aldım. İlk kitabını bir kaç günde bitirdim. Filme uygun yapıldığı düşündüm. Daha sonra 2. kitaba başladım. Kitap beni 1.si kadar sarmadığı gibi gereksiz uzatmalardan dolayı kitabın baydığını fark ettim. -Kitabın ortasını biraz geçince- kızın tekrar açlık oyunlarına çağırılması bana 1. kitap kadar heyecanlı gelmedi. Hatta inandırıcı değildi. O zaman içimden 'yaaa!' falan dedim. Açlık Oyunlarının sonunun uyduruk dizilere dönmesini istemiyordum. Bu sıkılmalarım yaklaşık olarak 1 hafta sürdü. Bu kitapta bitsin artık diyerek bi gün elime aldım ve 150 sayfa kadar okudum. Ertesi güne 40 sayfam falan kalınca 2. kitabı da bu şekilde bitirmiş oldum. Son kitabı Alaycı Kuş'a artık şu kızın Capitol'den çektiği çileler son bulsun diyerek başladım. Ancak 3. kitap beni 2.sinden daha fena baydı. Okurken tamam artık serinin hiçbir güzel yanı kalmadı dedim. Yazar batırmıştı güzelim seriyi... 3. kitabı okumamda yaklaşık olarak 1 ay sürmüştü. Artık Açlık oyunlarını okumak isteyen arkadaşlarıma sadece 1.kitabı okuyun 2 ve 3 teki olayları ben size anlatırım diyorum.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)


